STK başkanlarının şirketleri neden batıyor? İşte alınacak dersler...

Türkiye’de birçok STK başkanı görevi bittikten sonra döndüğünde ya şirketini yerinde bulamıyor ya da bıraktığı gibi bulamıyor.

  • | Son Güncelleme:
  • | İş'te Gündem

Ömer Ekin'nin Dünya gazetesi'ndeki yazısından alıntı

70 yıla yakın bir geçmişe sahip köklü bir kırmızı et entegre kuruluşuyla ilgili bugün basına iflas haberleri yansıdı.

Konkordatoda olduğu biliniyordu. Ancak toparlayamadığı ve iflas ettiği konuşuluyor. 

Şirketten resmi bir açıklama gelmeden bu yazıda şirketin ismini yazmayı doğru bulmuyorum. Ancak konuyla ilgili sektörü çok iyi bilenlerden bu konudan alınacak dersleri dinledim. Çok etkilendiğim bu deneyimi sizlerle paylaşmak istedim. Şirketin patronu aynı zamanda Uluslararası Kırmızı Et Konseyi Başkanı. Yani sektörün aynı zamanda belirleyici unsurlarından, ağırlık merkezlerinden biri şirket.

İşte kendime bu konudan çıkardığım dersler.

Sivil toplum örgütlerinde başkanlık yapmak isteyen bir şirket sahibi eğer aile şirketinde kendi yerini dolduracak kişiler ya da çok iyi profesyonel yöneticileri yoksa ciddi derecede problem yaşıyor. Böyle olunca da Türkiye’de birçok STK başkanı görevi bittikten sonra döndüğünde ya şirketini yerinde bulamıyor ya da bıraktığı gibi bulamıyor.

Oysa kendisini STK başkanlığına götüren süreç alanının, sektörünün en önde gelen şirketlerinden birinin sahibi olmak. Bu tuhaf bir paradoks. Elbette hem görevini yapıp hem o görevinin şirketinin de lehine, faydasına olduğu bir formül geliştirenler de var. Ama herhalde bizim DNA’larımızdaki STK’cılık anlayışımız bir yerde STK’yı şirketin çok önünde tutmamızı gerektirdiğinden, toplumsal faydaya odaklanıp şirketlerimizi boşluyoruz.

Aldığım ikinci ders şu;

Asla ve asla gelirlerinin %20’sini ya da daha fazlası tek başına bir müşteriden gelmesin. Bu çok büyük bir risk. Birçok fasoncunun batış nedeni üretim yaptığı global markaya güvenip yatırım yapması ve sonunda bir gün o telefonun acı acı çalması. Benzer bir durum bu firmada da olmuş. 20 yıla yakın hamburger köftesini verdikleri fastfood zinciri Burger King bir gün aramış ve “Biz tüm bileşenlerimizi kendimiz üretmeye karar verdik, ekmeğimizi, köftemizi ve diğerlerini, o nedenle sizden artık almayacağız”.

Firma sahibi de “Ama ürünümden memnundunuz, 20 yıldır çalışıyoruz, size güvenip milyonlarca dolarlık yatırım yaptım” dediğinde kayıtsız kalmışlar. Firma sahibi de soluğu McDonald’s’da almış. Önce Türkiye sonra da globaldeki yöneticileriyle görüşmüş. E global bir şirket sizin milyonlarca dolarlık yatırım yapıp dünyadaki en büyük rakibinin de sizinle çalışmayı bıraktığını duyarsa ne yapar? Haliyle bunu kullanır. Buraya bir ek yapayım, bizim şirketimizin birçok uluslararası müşterisi mevcut.

Neredeyse masalarındaki zımbaya, ellerindeki kaleme, oturdukları sandalyeye kadar her şeyi kiralıyorlar. Bizden sıradan bir barkod okuyucuyu kiralamak isteyen çokuluslu bir şirkete hayretle sormuştum, “100$’lık ürünü neden kiralayacaksınız ki?” diye. O anlatmıştı, “biz her akşam başımızı yastığa, ertesi gün işimize gelmeyen bir durum olursa uçağa binip gidecek gibi hazır koyarız” diye. Elbette yabancı yatırım önemli ama bu gerçeklerin farkında olmamız da çok önemli.

Son olarak bu hikâyeden kendime çıkardığım tavsiye şu, başında durmayacağın, duramayacağın, her gün duramayacak boyuta gelsen bile sık sık ziyaret edemeyeceğin işi yapma. Bahsedilen firmanın Megacenter gibi et işinin merkezlerinden birinde bir şube açmış ancak şirket sahiplerini Megacenter’da hiç gören olmamış. Yine bir ek, yukarıda bahsettiğim firmadan bağımsız. Gıda işinde, restoran işletmeciliği ya da gıda tedarikçiliğinde hata payınız milyonda bir bile değil. Bu gazete basılırken bin gazeteden biri hatalı basılabilir ama et üreticisinin ürettiği bin adet üründen birinin hatalı ürün olma şansı yok.

O yüzden hem olacakların sorumlusu olup hem başında durmayacaksanız geceleri rahat uyumamanız gerekir. Not: Bahse konu şirketin toparlamasını, tekrar iş hayatına dönmesini, hem şirket sahiplerinin hem de çalışanlarının işlerine yeniden kavuşmasını temenni ediyorum. Kaygan bir ekonomide en küçük bir şirketimiz ve o şirketimizin ekonomiye katkısı bile çok değerli. Bunları yazma sebebim diğer işletmecilerimize fikir vermek, erken uyarı sistemi olmak.

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ
İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol
Adınız, Soyadınız:
E-posta adresiniz:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz
X

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol