Depreme dayanıklı 5 mimari tasarım!
Demirden 600 kat güçlü karbon fiber halatlar, çelik kafes sistemleri, betonarme perde duvarlar, dev çelik sarkaçlar ya da sadece doğa ile uyumlu binalar inşa etmek… Depremlerin cana mal olmamasının çok fazla yolu var...
- | Son Güncelleme:
- | İş'te Gündem
Depremler, yıllar boyunca pek çok binayı ve hatta yerleşim yerini yerle bir etti. Tarih, bu tür büyük depremlerin ardından neredeyse baştan inşa edilen şehirlerle dolu. Neredeyse 13,5 milyon insanı etkileyen Kahramanmaraş depremi de bu doğal gücün ne denli büyük yıkımlar yaratabileceğinin en büyük kanıtı.
Ekonomi gazetesinden Didem Eryar Ünlü'nün haberine göre bugün, bir yandan yaşadığımız dijital çağın getirdiği yeni teknolojiler, diğer yandan ise doğa, bize afetle mücadele etmeyi öğretiyor.
Bu süreçte bize düşen ise doğanın kendini yenilemesinden ilham alırken, diğer taraftan teknolojinin sunduğu gücü ve imkanları doğru değerlendirmek… İşte bu işi oldukça iyi yapanlardan mimari örnekler…
1-Fa-Bo binası (Japonya)
Japonya'nın Ishikawa Eyaletinde yer alan Fa-bo binası, keçiboynuzu liflerinden oluşan ruhani bir ağla kaplanmış gibi görünse de, tasarlayan mimarın yeni keşfettiği ilkelerin yapısal olarak vücut bulmuş hali olarak değerlendirilebilir.
Japonya’nın karşı karşıya kaldığı çevresel tehlikelere karşı sağlam bir yapısal rahatlama idealine dayanan Fa-Bo binası, mevcut bir yapıyı yeniden canlandırırken, onun içsel güzelliğine katkıda bulunmanın örneğini sergiliyor.
Yapının etrafını saran karbon fiber halatlar, yerel olarak kullanılan örgülü halat tekniğinden esinlenilerek, binaya ilave bir esneklik kazandırıyor. Demirden yaklaşık 600 kat daha güçlü olan bu malzeme bir deprem takviyesi olarak kullanılıyor.
Ancak yapı, çatıdaki yıldırım kanalı veya gözenekli seramik çatı bahçesi gibi iç mekanlarında da inovasyon sınırlarını zorluyor.
Uzmanlara göre, Fa-Bo binası kullanılan bu teknolojiler iletürünün tek örneği.
2-Koti Banal Mimarisi (Hindistan)
İnsanlar çevreleri hakkında bilgileri kullandıklarında ve yapıları yeryüzüne uyumlu bir şekilde inşa ettiklerinde, yerel bir mimari dili yaratırlar.
Hindistan, Uttarakhand’daki Koti Banal Mimarisi de bunlardan biri.
Bu 900 yıllık yapı pratiği, depreme dayanıklı tasarımın en iyi örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor. Yerel malzemeler kullanılarak inşa edilen bu asırlık yapı tarzı, yapıların uzun ömürlülüğünü artırmak için basit bilimsel kuvvet dağılımı ilkelerini kullanıyor. 7-12 metre yüksekliğinde, beş katlı yapısal iskelet yerel olarak temin edilebilen ahşaptan oluşuyor.
Yükseltilmiş taş platformlar ve perde duvarlar deprem durumunda titreşerek ahşap iskeletin yeryüzünün savrulmalarından etkilenmesini önlüyor. Arazinin yapısal ihtiyaçlarına cevap veriyor olmasına rağmen, kaynakların yanlış yönetimi ve yerel bilginin yayılmasındaki yetersizlik nedeniyle, ne yazık ki bu yapı geleneğinin yavaş yavaş yok olmasına yol açıyor. Köklerimizden öğrenmek ve geleneksel uygulamalarımıza geri dönmek, belki de hayatımızı kurtaracak…
3-Trans-Amerika Piramidi (San Francisco)
Yerin 15 metre altına demir atan Trans-Amerika Piramidi, doğanın en sert darbelerine karşı ayakta kalmasını sağlayan çok çeşitli teknolojik çözümlere sahip. Bina, toprağa gömülü benzersiz çelik kafes sistemi sayesinde, dünyanın yatay kuvvetleriyle hareket ederek yapıya gelebilecek zararları en aza indiriyor. Binanın formu, ışığın her bölgeye süzülmesini sağlayacak şekilde tasarlanmış durumda. Piramidal formda olan geniş tabanı ise, binaya ek bir stabilite sağlıyor.
Kuvars kaplı yapı, yıkıcı Loma Prieta Depremi’nden, sadece bir dakika sallanıp sağlam bir şekilde çıkmayı başardı.
4-Torre Reforma (Mexico City)
Torre Reforma, şehrin göl yatağı temellerini sarsan sarsıntılarla birlikte hareket edecek şekilde tasarlanmış. Üçgen formu, yapının doğanın en sert darbeleri boyunca ayakta kalmasını sağlayan çok çeşitli yapısal çözümler içeriyor. İki betonarme perde duvar cam cepheyi tutuyor ve yapının bükülmesine ve çatlamasını sağlayan içleri oyulmuş düzensiz boşluklara sahip. Duvarlar aynı zamanda binayı yerin 60 metre altına sabitlerken, bağlantı kirişleri de enerjinin dağıtılmasına yardımcı oluyor. Cephe, deprem sırasında kaymalarını sağlayan çökme bölgeleri içeriyor. L. Benjamin Romano’nun çığır açan tasarımının önümüzdeki bin yıl boyunca herhangi bir depremi atlatacak şekilde tasarlandığı söyleniyor.
5-Taipei 101 (Tayvan)
Taipei 101 Kulesi, Budist tapınağını andırsa da, binanın depremde dimdik ayakta kalmasını sağlayan pek çok teknolojik sırra sahip. Örneğin, deprem ve tayfunların etkisiyle sallanan dev çelik sarkaç bir denge unsuru olarak görev yapıyor.
Sarkaç, ayarlı bir kütle sönümleyici gibi çalışıyor. Sarkaç, 508 metre yüksekliğindeki kulenin üst katlarından sarkıtılıyor ve bir fay hattı yakınındaki hareketi kısıtlıyor. Gökdelen, sekiz beton dolgu mega kolon ve düzinelerce çelik kolondan oluşan yapısal bir iskelete sahip. Her bir temel, yüzlerce kazığın ana kayaya güvenli bir şekilde çakılmasıyla güçlendirilmiş durumda. Yapının yaratıcıları, binanın önümüzdeki bin yıl boyunca en güçlü depremlerde bile ayakta kalacağından emin.
YORUMLAR
Yorum Yap