Roubini: Anlaşma olmazsa piyasa çöker

Kriz kâhini ve ‘Doktor Kıyamet’ olarak bilinen ABD’li ünlü ekonomist Nouriel Roubini, ABD’de süren borç limiti krizi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Roubini Macro Associates şirketinin CEO’su da olan ünlü yatırımcı, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Katar Ekonomik Forumu’nun oturum aralarında Bloomberg’le yaptığı bir röportajda ABD’nin borç tavanı açmazını tartıştı.

‘ANLAŞMA OLMAZSA PİYASA ÇÖKER’

2008 finansal krizini tahmin ettiği için ‘kriz kahini’ olarak anılan ABD'li ünlü ekonomist, borç tavanı üzerinde anlaşmaya varılamamasının piyasaları vurabileceğini ve uzun vadede dolara olan güveni zedeleyebileceğini belirtti.

Roubini, borç tavanının yükseltilmesine ilişkin anlaşmanın gerçekleşmeme ihtimalinin de olduğunu belirterek bunun olması durumunda piyasanın çökeceğini söyledi. Roubini, “Son anda anlaşmaya varabilirler. Ya da bir anlaşmaya varamamaları da mümkün. Bu olmazsa, piyasa çökecek” dedi.

Roubini daha önce ABD’nin temerrüde düşmesini önlemek için gerçekleşen görüşmelerin uzayabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu.

KÜRESEL RİSKLER

Roubini röportajda küresel ekonominin önündeki riskleri de sıraladı. Ekonomik felaket tahminleriyle tanınan Roubini, Ukrayna’da ve İran’daki jeopolitik gerilimler ile ABD ve Çin arasındaki kötüleşen ilişkilerin bu yıl küresel ekonomi için büyük bir zorluk oluşturabileceğini söyledi.

Roubini, yüksek petrol ve gaz fiyatlarından gelir elde eden Körfez yatırımcılarının paralarını teknolojiye ve özel sektöre yatırmalarının muhtemel olduğunu belirtti.

ABD’deki iflaslar sonrasında bazı bölgesel bankaların kredi sıkışıklığı yaşayacağını ifade eden Roubini ayrıca Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artışlarının henüz sona ermediğini söyledi.

BORÇ LİMİTİ AÇMAZI NEDİR?

ABD’de federal hükümet, temerrüde yol açabilecek 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış bulunuyor.

Borç limiti ya da borç tavanı, “ABD hükümetinin borçlarını ödemek için ödünç alabileceği para miktarının üst sınırı” anlamına geliyor.

Temsilciler Meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler, borç limiti müzakerelerinde önemli harcama kesintilerinden yana tavır sergiliyor. Demokratlar ise borç limitinin artırılmasında ısrarcı oluyor ve Cumhuriyetçilerin belirli harcamaları kısma önerilerini geri çeviriyor.

Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında açmaz haline gelen borç limiti konusunun piyasaları sarsmasından endişe duyuluyor. ABD’de resesyon beklentileri artarken, iki partinin borç limiti üzerindeki hesaplaşması her zamankinden daha fazla risk taşıyor.