İnan Kıraç, kızı İpek Kıraç'ı evlatlıktan reddetti: Artık İpek adında bir evladım yoktur

İnan Kıraç, “kızı İpek Kıraç’ın ailenin tüm mal varlığına el koymak istediğini” söyledi. İnan Kıraç, İpek Kıraç hakkında hukuka aykırı tanzim olunan atanmış mirasçılık belgesinin iptalini istedi.

  • | Son Güncelleme:
  • | İş'te Gündem

 

İş insanı İnan Kıraç ile kızı İpek Kıraç arasındaki gerilim yükseldi. İnan Kıraç, İpek Kıraç’ı, tüm mal varlığına el koymak istediği gerekçesiyle evlatlıktan reddettiğini açıkladı.

Cumhuriyet'in haberine göre Kıraç, bütün mal varlığını, eğitime muhtaç çocuklar için kuracağı vakfa bağışlayacağını duyurdu.

İnan Kıraç tarafından yargıya taşınan konu hakkında edinilen bilgiye göre Sunaİnan Kıraç tarafından evlat edinilen İpek Kıraç, özellikle annesinin ölümünden sonra ailenin mal varlıkları üzerinde tümüyle hak iddia etmeye başladı.

Bunun üzerine İnan Kıraç, İpek Kıraç hakkında hukuka aykırı tanzim olunan atanmış mirasçılık belgesinin iptalini istedi. Aile mahkemesinde de Suna ve İnan Kıraç ile Yapı Kredi Bankası’ndaki müşterek ortak hesapların İnan Kıraç tarafından hukuka aykırı kullanıldığı iddiasıyla İpek Kıraç tarafından dava açılması üzerine, İpek Kıraç’a karşı evlatlıktan ret, Kıraç soyadının kullanılmasının engellenmesi davaları açtı.

İpek Kıraç’ın babasının tüm mal varlığına tedbir ve haciz konulması talebini içeren davada İpek Kıraç’ın istemleri mahkeme tarafından reddedildi.

İnan Kıraç, konuya ilişkin Cumhuriyet’in sorularını yanıtlarken şunları söyledi:

“Ben, rahmetli eşim Suna Kıraç ile 1967’de evlendikten sonra mutlu bir aile hayatını birlikte gerçekleştirmiştik. Karşılıklı sevgi ve saygı ile örülü yaşantımızda, Türkiye’mizin iktisadi hayatında çok önemli atılımları, gelişimleri bizzat gerçekleştiriyor, birçok başarıya imza atmanın mutluluğunu yaşıyorduk. Bütün bunlara rağmen evimizde önemli bir eksiğimiz vardı: Çocuğumuz yoktu. Bütün genç aileler gibi biz de evimizde bir bebeği büyütmek, çocuğumuzun adım adım büyümesinin hazzını duymak ve bizden sonra gelecek kuşağın temsilcisini ellerimizle yetiştirmek istiyorduk. Çocuğumuzun olmaması bizim büyük üzüntümüz olmuştu. Çocuk yetiştirmenin sorumluluğuna, sevincine kavuşabilmek için Çocuk Esirgeme Kurumu yuvasından, henüz altı aylık bir kız çocuğunu evlat edindik.

Kader Gülerbaş adındaki bu bebeği bir bayram havasında evimize getirdik ve adını İpek Kıraç olarak değiştirttik. Dünya Suna’nın ve benim olmuştu... Bu bebeği büyütecek, yetiştirecek, meslek sahibi modern bir genç kız olmasını sağlayacaktık. Bu hareketimizin örnek olacağını da nice annesiz, babasız bebeklerin aileler tarafından evlat edinileceğini de umuyorduk. İpek bu istek, amaç ve hayal içinde yetiştirildi. Koç Lisesi’ni bitirdikten sonra Amerika’nın ünlü üniversitelerinden Brown Üniversitesi’nde öğrenim gördü, biyoloji okudu. Tam bir modern genç kızdı...

İpek, 2007 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra Türkiye’ye döndü. 2008 başlarında bir ev alarak burada yaşamaya başlaması, İpek’in annesi Suna Kıraç’ı ona en çok ihtiyaç duyduğu dönemde yalnız bırakmış olması, annesini ve beni ziyadesiyle üzmüştür.

‘EMANET VERDİĞİM HİSSELERİ İADE ETMEDİ'

Suna Kıraç’ın vefatından itibaren ise İpek, manevi babası olan benimle çatışmaya başladı. İpek Kıraç tek mirasçı gibi hareket etmeye, bana ve şirketlerime ait hisse senetlerini emanet olarak alıp iade etmemeye, annesinden kalan bazı çok kıymetli taşınırlara el koymaya başladı.

Bu durum, Temel Ticaret hisse senetlerinin mülkiyeti konusunda büyük tartışma sebebi oldu. Koç Holding bünyesinde yer alan Temel Ticaret hisselerinin saklı paylarına dahi el koyan İpek Kıraç, daha sonra emanet olarak kendisine verdiğim Kırpart ve Kök Ziraat şirketlerinin hisse senetlerinin tamamında hak sahibi olduğunu iddia ederek bunların da zilyettiğini ele geçirdi.

İpek Kıraç’ın bana ait olan hisseleri iade etmemesi ve hukuka aykırı şekilde aldığı atanmış mirasçılık belgesi ile işlemler yapması üzerine aramızdaki baba-evlat ilişkisi zarar görmeye başlamıştır.

Evladından beklediği sevgi ve saygı yerine kabullenemediğim davranışlar sonucunda İpek Kıraç’ı baba olarak uyarmama rağmen İpek taleplerimi hep reddetmiştir.”

‘ÇOK ÜZÜCÜ BİR DURUM’

Bu konuları, mirasa ve terekeye ilişkin bazı davaların izlediğini aktaran İnan Kıraç, şöyle devam etti:

“İpek Kıraç, bu davalara vekilleri aracılığıyla verdiği cevaplarda beni samimiyetsizlikle, çaresizlik ve acziyet içinde olmakla itham etmiştir. Dava konusu ile bağlantısı olmayan bu beyanların İpek Kıraç tarafından sarf edilmiş olması bir evladın babasına karşı sevgi ve saygı bağından ne kadar uzaklaştığını göstermektedir. İpek Kıraç, aile mahkemesinde bana karşı bir dava ile asliye hukuk mahkemesinde ise uzun yıllar boyu Suna Kıraç ve benim müşterek hesabımızdaki harcamaları dava konusu ettiği bir alacak davası açmıştır.

Bu davalarda benim tüm mal varlığıma tedbir ve ihtiyati haciz uygulatmak isteyen İpek Kıraç’ın bu talebi mahkemelerce reddedilmiştir. Türkiye’de bu gelişmeler yaşanırken İpek Kıraç 2015 yılında hileli yollarla Suna Kıraç ile benim Paris’te bulunan evimizi üzerine geçirmiş, anahtarlarını değiştirtmiş ve benim eve girmemi engellemiştir.

Fransa’da İpek Kıraç ve diğer ilgililer hakkında ceza soruşturması ve hukuk yargılaması başlatılmıştır. Böylece İpek ile olan ilişkilerimiz, yurtiçinde ve yurt dışında açılan davalarla devam etmektedir.

Bu çok üzücü bir durumdur. Sevgili ve değerli eşimin ardından yaşadığım bu olaylar hiçbir şekilde aklımdan dahi geçirmediğim ağırlıkta ve şiddettedir. Artık İpek adında bir evladım yoktur ve böyle bir kişinin soyadımı taşımaya hakkı olmadığını da kamuoyu önünde beyan ediyorum.

İNAN KIRAÇ VAKIF KURUYOR

Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra yurtdışında iktisat öğrenimi gördüğünü belirten İnan Kıraç, “Mezun olduğum lisenin bugün üniversite haline gelmesinde katkılarda bulundum. Kurucuları arasında bulunduğum ve halen başkanlığını yaptığım Galatasaray Eğitim Vakfı dolayısıyla eğitime olan katkılarımı halen devam ettirmekteyim” dedi.

Kıraç, bugüne kadar eğitime muhtaç çocuklar için ömrünü vakfettiğini de söyleyerek, “Şimdi de yeni bir vakıf kurmaktayım. Bundan sonra bütün mal varlığımı eğitime muhtaç çocukların eğitimi için bu vakfa bağışlayacağım” diye konuştu.

 

DAVA AÇMIŞTI

İnan Kıraç, 2020 yılında yaşamını yitiren eşi, Koç Holding kurucusu Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç’ın mirası nedeniyle kızı İpek Kıraç’a bu yılın başında dava açmıştı.

İnan Kıraç, Suna Kıraç’ın vasiyetnamesiyle kızı İpek Kıraç’a intikal eden Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’nin yüzde 20.13 hissesine tedbir konulmasını istemiş ve tamamı İpek Kıraç’ın mülkiyetine geçen hisse senetlerinin Medeni Kanun uyarınca yüzde 25’inin kendi adına tescil edilmesini talep etmişti.

İpek Kıraç babası İnan Kıraç'a karşı dava açtı. İnan Kıraç'ın mal kaçıran ve halen kaçırmakta bir konumda olduğunu ileri sürdü.

BABASININ MAL VARLIKLARINA EL KONULMASINI TALEP ETTİ

İnan Kıraç'ın, Suna Kıraç'a ait hesaptan yüz milyonlarca doları usulsüz bir şekilde aktardığını, Koç Holding hisselerinin bir kısmını 600 Milyon TL'ye sattığını iddia eden İpek kıraç, babasının mal varlıklarına tedbir konulmasını talep etti.

İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi'nde baba kız arasında görülen miras davasında yeni bir gelişme yaşandı. İpek Kıraç'ın talebi üzerine mahkeme, İnan Kıraç'a ait Karsan şirketi hisselerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verdi.

DAVA REDDEDİLDİ

Öte yandan İnan Kıraç'ın kızı İpek Kıraç'a açtığı Mirasçılık belgesinin iptali davası İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü. Mahkeme davayı reddetti. 

Gerekçeli kararda, Kıraç'ın mahkeme önünde ikrarda bulunmuş olup, İpek Kıraç'ın atanmış mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin talebini kabul ettiğini, açıkça bu şekildeki ikrar ettiği anlatıldı.

Karada, "Atanmış mirasçılık kanunun emredici hükümlerinden olmadığından, geçersiz bir atanmış mirasçılık belgesi, tüm mirasçılarca kabul edildikten sonra geçerli hale gelecektir. Bu nedenle İnan Kıraç'ın kabul etmiş olduğu atanmış mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin beyanına rağmen; mahkememizde açmış olduğu atanmış mirasçılık belgesinin iptali davasının reddine karar verilmiştir" denildi.

Peki bu Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’nin önemi ne? 

1937’de Vehbi Koç tarafından kurulan Temel Ticaret ve Yatırım AŞ, aslında Koç Holding’in sahibi olan şirket. KAP’a bildirilen 30 Eylül 2022 tarihli son faaliyet raporuna göre Koç Holding’in yüzde 43.65 hissesi Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’ye ait. Sahibi olduğu A grubu imtiyazlı hisseler kanalıyla Temel Ticaret ve Yatırım AŞ, Koç Holding’de yüzde 55.55 oranında oy hakkına sahip.

Mahkemeye sunulan belgelere göre vefat tarihinde Suna Kıraç’ın Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’de yüzde 20.13 hissesi bulunuyordu. Şirketin diğer hissedarları ise Rahmi M. Koç, Semahat Arsel, Ömer Koç, Ali Koç ile merhum Mustafa Koç’un mirasçıları olan eşi Caroline Koç ile çocukları Esra ve Aylin Koç. 
Çarşamba günü öğleden sonraki borsa değerlerine göre Koç Holding’in piyasa değeri 203 milyar TL. Bunun yüzde 43.65’i olan 88.7 milyar TL değerindeki hisseler Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’ye ait. Suna Kıraç’ın miras bıraktığı yüzde 20.13 oranındaki Temel Ticaret ve Yatırım payı içinde sadece Koç Holding hisselerinin değeri yaklaşık 17.7 milyar TL’yi buluyor.

Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’nin Arçelik’teki yüzde 2.75 (2.12 milyar TL), Ford Otosan’daki yüzde 0.67 paylarıyla (1.19 milyar TL) birlikte diğer grup şirketlerindeki azınlık hisseleri ile menkul ve gayrimenkulleri hesaba katıldığında Suna Kıraç’ın şirketteki yüzde 20.13 payınının değerinin daha da yüksek olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Sadece Koç Holding, Arçelik ve Ford Otosan’daki ortaklıklarının değeri 18.5 milyar lirayı bulan Temel Ticaret ve Yatırım AŞ’deki hisseler İnan ve İpek Kıraç arasında kanunun öngördüğü şekilde paylaşılsaydı, bugünkü değerlerle İpek Kıraç’ın payına 13 milyar 875 milyon TL, İnan Kıraç’ın payına ise 4 milyar 625 milyon TL düşecekti. Vasiyetname uyarınca bu değerin tamamı İpek Kıraç’ın mülkiyetine geçti. İnan Kıraç “hukuki dayanaktan yoksun atanmış mirasçılık belgesinin iptali” istemiyle açtığı davada değeri 20 milyar TL’nin üzerinde olan hisselerin Medeni Kanun’a göre dörtte birini talep ediyor.

Suna ve İnan Kıraç çifti, İpek’i 4 aylıkken evlat edinmişti.

İpek’si yaşam 

Suna Kıraç Türkiye’de iş dünyasının simge kadınlarından biriydi. 1963 yılında iş yaşamına atıldı ve 1967’de Koç Holding’in 5 yönetim kurulu üyesinden biri oldu.

Vehbi Koç ve Sadberk Koç’un en son çocuğu olarak dünyaya gelen Suna Kıraç, Koç Holding’in ana sanayiye geçişinde ve kurumsallaşmasında aktif rol üstlendi. 2000 yılında ALS hastalığına yakalandı. 2020 yılında ise hayata veda etti.

Rıdvan Akar tarafından kaleme alınan “Ömrümden Uzun İdeallerim Var” adlı kitabında Suna Kıraç’ın yaşam öyküsü, Koç Holding çatısı altında attığı yenilikçi adımlar, İnan Kıraç ile evliliği, İpek Kıraç’ın hayatlarına katılışı ve Türkiye’nin kalkınması için eğitim ve sağlık alanında yaptıkları anlatılır.
Kitapta “İpek’si yaşam” başlığı altında İpek Kıraç’ın aileye katılışı anlatılıyor:

“Evliliğimizin ilk 15 yılında çocuğumuz olmadı. Doktorlar her ikimizde de kusur bulamadı. Benim çok yoğun ve stresli çalışma hayatımın çocuğumuzun olmamasında etkili olduğu söylendi. Günde abartısız 18 saat çalışıyordum. Bir gün yataktan kalktım ve “Çocuğum olsun istiyorum” dedim. İnan da bana “Adı İpek olsun” dedi. Çocuk Esirgeme Kurumu ile görüştük. 4 aylık İpek’i kucağıma aldığımda onun sıcaklığı ve ilk bakışmamız olağanüstü bir andı. İpek evimize geldikten sonra evde bir bayram havası esti. İpek’le birlikte tüm hayatımız değişti. İpek, ipek gibi değildi. Güçlü bir karakteri ve dayanıklı bir yapısı vardı…” 

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ
İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol
Adınız, Soyadınız:
E-posta adresiniz:

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz
X

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

İş dünyasının gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, siyaset, teknoloji ve life style haberler.
E-Mailin ile Ayrıcalıklı Üye Ol, ilk Sen haberdar ol